Gül üstüne kaç ezgi yakıldı?
Gelinin zülfüne kaç gül takıldı?
Ya da kaç damla renk düştü yanağa?
Kaç gül yaprağı döküldü ırmağa?
Kim dağıttı dostlara okuntuyu?
Kim açtı düğünde esrarlı kutuyu?
Kimden geldi acaba bu değerli hediye?
Ve meraklı bakışlar: kime gidecek diye?
Bahardan daha şen, kim açacak kucağını?
Kimler şenlendirecek acemi ocağını?
Ocağa düşen nazlı ay ışığı hayattır
Hayatı adlandıran doğru giden sırattır
Gelinin sinisinde hangi saadet vardır?
Gelinin kınasında hangi asalet vardır?
Gelinin al atının boynunda ipek mendil
Mendilin nakışında hayali uzak menzil
Binbir kuş yuvasının aksi var oyasında
Sevincinin renkleri yaşmağın boyasında
Bu duvak gelinin ak yüreğinin resmidir
Alnında ışıldayan çizgi gülün ismidir
Annenin bûsesi bir istikbâl müjdesidir
Cennete doğru koşan adımın hevesidir
Atadan kalan öğüt açacak kapısını
En samimi dualar yapacak yapısını
Eşiğe damlayan ter sadâkat yeminidir
Bağrına bastığı bu yuvanın gelinidir
Ömür boyu sürecek birliktelik içindir
O da bilir ki gülsüz yaşamak çok çetindir
Şu ıtır kokan odaya kim misafir oldu?
Şu saksı toprağı hangi güle esir oldu?
Ondan mıdır acaba bu baygın tatlı kokular?
Ondan mıdır acaba cana yakın duygular?
Ondan mıdır tebessüm eden beyaz çehreler?
Çehreler gökyüzünde dolunayı seyreder
Gül kokusu, leylâk rengi dolaşır haneleri
Öyle bir mevsimdir ki, süsler efsaneleri
Uzak beldeler sabah akşam onu konuşur
Gülün penceresinden onun resmi savuşur
Bir perdeyi titreten onun hayali midir?
Gökteki ay onun kaşının hilâli midir?
Gül üstüne damlayan şebnemin rengi midir?
Ahımızı kuşatan ruhun ahengi midir?
Gözümüz aydın olsun baharın gelişinden
Payımıza düşecek bir oya; elişinden
Hüseyin K. Ece