Güneşi, bir de takvimi öğretirdi,
Seherin anlamını, zamanın aktığını,
Soframıza besmele umutlar getirirdi,
Anlardık her saatin sonsuza baktığını,
Düş Perdesi
Dudağımı Adınla
İstersen perdeleri ufka ger, yum gözümü
İstersen ateşe ver bir bülbül yuvasını
Senin ayak sesin uyarır gündüzümü
Senin fidanın süsler ızdırap ovasını
Bir tek senin uçurtman doldurur gökyüzümü
Doyum Ele Geçmez Ufuktur
Umut şehlâ gözlü, bir ceylandır ormanlarda
Koşturur peşi sıra müstesna zamanlarda Yalancı fecre doğru çizgidir uzun emel Aynalarda dolaşan binbir hayâle bedel DilekNeyin varsa arkadaş, topla, yükle rüzgâra,
Yağma olsun varlığın, varsın pazara gitsin, Meyve vermiyorsa bir ağaç, hem neye yarar Dalı kırılsın, kökü bırak mezara gitsin, Diledim ki Seni BulayımBu sabah fecir mahzun doğdu ufkun ucunda Boğazımı Yakan Hıçkırık
|